Tek tuşla internetteki varlığınızı sonlandırabilirsiniz

İnternet, genel anlamda milyarlarca kişi harika bir ortam olsa da kimileri için hâlâ ürkütücü. Mobil uygulamalar, sosyal ağlar, her gün gelen onlarca hatta yüzlerce farklı bildirimler veya e-postalar insanları çaresiz bırakabiliyor. Dolayısıyla internetteki varlığını tamamen silmek ve geride hiçbir iz bırakmadan hayatına devam etmek isteyen insanların sayısı hiç de azımsanacak seviyede değil.

Web sayfasında ilk aşamada öncelikli olarak Google, Hotmail ya da Outlook hesap bilgilerini vermek gerekiyor.

Evet; Facebook, Twitter, Instagram ya da diğer sosyal ağ hesaplarını tek tek kapatıp web sayfalarının aboneliğini iptal edip bu işlemi gerçekleştirmek elbette mümkün. Ama gerçekten çok zahmetli. Tam olarak bu noktaya kafa yoran İsveçli iki yazılım geliştirici (Wille Dahlbo ve Linus Unnebäck) internetteki varlığını tamamen sonlandırmak isteyenler için özel bir web sayfası geliştirdi: Deseat.me. 

Akabinde işlemin gerçekleştirilebilmesi için bir onay gerekiyor; bu da “izin ver” düğmesiyle açılabiliyor.

Web sayfasına giriş yapıldığı anda karşınıza ilk olarak “çevrimiçi varlığınızı temizleyin” anlamına gelen “clean up your online presence” metni çıkıyor. Şu ana kadar hesap oluşturulan tüm platformların dökümünü sunan bu web sayfasında Google ya da Hotmail hesaplarıyla (veya Outlook) ile oturum açabilmek mümkün.

Ardından e-postayla ilişkili olan hesapların tamamı listeleniyor; bu noktada yan kısımda yer alan “Delete” düğmesi sayesinde hesaplar tek tek silinebiliyor.

Oturum açtıktan sonra Deseat.me hesaplarınıza erişebilmek için izin istiyor; yetki verildikten sonra girmiş olduğunuz e-postaya bağlı olan tüm hesaplar listeleniyor, ardından buradan “Delete queue” seçeneğine tıklandığında hesaplar tek tek silinebiliyor.

Kimileri için belki de bir kasabaya yerleşip bahçeyle uğraşma zamanı gelmiştir. : )

 

Geleceğin meslekleri: Trilyon dolar değere sahip olabilecek teknolojiler

Yeni nesil teknolojilerin büyüme sürecine yönelik kapsamlı araştırmalar yapan ARK Investment şirketi, son raporunda trilyon dolar değere ulaşabilecek teknolojileri paylaştı. Bu rapor, özellikle son yıllarda adını sıkça duyduğumuz 7 farklı teknolojiyi baz alıyor.

Derin Öğrenme

Yapay zeka ve makine öğreniminin farklı bir kolu olan derin öğrenme, günümüzde birçok farklı alanda kullanılmaya başlandı bile… Özellikle dev teknoloji şirketleri bu sistem sayesinde işleri çok daha pratik hale getirmeyi amaçlıyor. Özellikle haber, eğlence, reklamcılık, nakliye, üretim, sağlık ve finans gibi farklı sektörlerin derin öğrenmeyle birlikte çok daha ileri gideceği de tahminler arasında.

Bill Gates geçtiğimiz dönemlerde Microsoft’un makine öğrenimiyle alakalı ciddi yatırımlar yaptığını vurgulamış; derin öğrenmenin makine öğrenimine oranla iki kat daha yüksek değere ulaşabileceğini belirtmişti.

Sürücüsüz Otomobil Filoları

Otomotiv sektöründeki en köklü değişim olarak görülen sürücüsüz otomobiller, gelecek yıllarda değerini çok önemli bir oranda artıracak. Hatta sürücüsüz otomobil pazarı şu anda küresel bazda bir trilyon dolarlık piyasa değerine sahip olmuş durumda.

Seyahat maliyetlerinin azalmasıyla birlikte sürücüsüz otomobil filosu kuran şirketler gelirlerini katlamaya devam edecek.

Üç Boyutlu Yazıcılar

Bilgisayar yazılımlarıyla oluşturulan herhangi bir çizim veya projenin fiziksel hale dönüşmesini sağlayan üç boyutlu yazıcılar, son yıllarda çok hızlı büyüyen sektörlerden biri. Şu ana kadar üç boyutlu yazıcılarla daha çok prototip ürünler basılmış olsa da artık doğrudan raflara çıkarak satışa sunulan ürünlerin de 3D yazıcılar vasıtasıyla üretildiğine şahit oluyoruz.

Bunun en somut örneği Adidas’ın üç boyutlu yazıcıyla üretip satışa çıkardığı Carbon ayakkabılar. ARK araştırmalarına göre 3D yazıcı sektörü 2020 yılına kadar 41 milyar dolarlık bir pazara ulaşacak.

Genetik Tedavi Tekniği

Gen tedavisi kısaca bir hastalığı tedavi etmek ya da en azından hastanın mevcut durumunu iyileştirmeyi amaçlayan hücre transferi şeklinde tanımlanıyor. Yapılan araştırmalar her ne kadar büyük yatırımlar yapılsa da şu an dev şirketlerin bu alandan çok haberdar olmadığını gösteriyor.

Şu anda yaklaşık 10.000 adet genetik hastalık çeşidi var ve bugün bunların yalnızca %5’i genetik tedavi teknikleriyle tedavi edilebiliyor. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte bu alana dair küresel bazda önemli adımlar atılması bekleniyor.

Mobil Ödeme Sistemleri

ARK’a göre 2020 yılına kadar dünyanın %75’i akıllı telefon kullanıyor olacak. Tabii bununla birlikte mobil ödeme seçenekleri de önemli bir oranda artacak. Biyometrik güvenliğin ön plana çıkarılması ve NFC teknolojisinin yaygınlaşmasıyla birlikte mobil ödeme pazarının büyüklüğünün 15 trilyon dolara yükselebileceği düşünülüyor. Mobil ödeme sistemlerinin gelişmekte olan pazarlar için de anlamı büyük.

Robotik

Robotik kelimesi, belki de son yıllarda en çok kullanılan teknoloji terimlerinden biri. Bu alanda maliyetlerin düşüşüyle birlikte robotların çok daha fazla alanda varlık göstereceği öngörülüyor. Daha ucuz, daha akıllı, daha güvenli ve daha fazla görev yerine getirebilen robotlar, otomasyonun geleceğini belirleyecek.

Kripto Para Birimleri

Bitcoin ile birlikte dijital para birimlerinin geldiği nokta ortada. Her ne kadar son dönemlerde ciddi bir gerileme söz konusu olsa da yapılan araştırmalar önümüzdeki süreçte dijital para birimlerinin yükselmeye devam edeceğini gösteriyor. Hatta fiziksel para birimlerinin tamamen ortadan kalkabileceği de konuşuluyor. Ethereum ve Steem’in de yaygınlaşmasıyla birlikte önümüzdeki süreçte kripto para birimleri zirve yapacak.

Dünya genelinde bu yeni nesil 7 farklı teknoloji üzerinde eğitim alan ve kendini geliştirenler için geleceğin parmak olacağı rahatlıkla söylenebilir.

 

Güvenlik rehberi: Tüm sosyal ağlarda ekstra koruma nasıl sağlanır?

Facebook, Twitter, Instagram ve Snapchat başta olmak üzere tüm sosyal medya hesaplarında profiller her an saldırıya açık durumda. Ancak bu noktada kullanıcıların alacağı ek önlemlerle güvenliği saniyeler içinde artırabilmesi mümkün. Güvenlik kalkanı oluşturmanın en basit yolu hemen hemen tüm mecralarda yer alan iki aşamalı kimlik doğrulamayı etkinleştirmekten geçiyor.

Tüm servislerde hem web arayüzü hem de mobil uygulamalar üzerinden iki kademeli doğrulama sistemi aktif hale getirilebiliyor.

2FA şeklinde de ifade edilen bu sistem, esasında herhangi bir sosyal ağa ya da platforma giriş yaparken girişi doğrulayan ek bir hesap sistemini devreye sokuyor. Bunlar arasında en çok kullanılan yöntemler ise telefon numarası ya da ek bir kurtarma e-postası tanımlamak. Bu yöntem bilgisayar korsanlarına karşı sizi elbette tamamen korumuyor. Ama yine de hesabınıza yetkisiz kullanıcıların erişmesini önemli bir oranda engelliyor. Peki ama her platform için bu sistem nasıl aktif ediliyor; işte yöntemler.

Apple

İki faktörlü doğrulama sistemi şu anda Apple cephesinde iOS 9 ve Mac OS X El Capitan ile birlikte sunuluyor.

iOS

iOS 10.2 veya önceki sürümlerin yüklü olduğu sistemlerde ayarı “iCloud” > “Apple ID” > “Parola ve Güvenlik” bölümünden etkinleştirmek mümkün. iOS 10.3 veya daha üst sürümleri kullanan kişiler ise “Ayarlar” > “Parola ve Güvenlik” yolu üzerinden bu sistemi aktif edebiliyorlar. iOS’taki kimlik doğrulama sistemi kod içeren bir kısa mesajın akıllı telefonunuza gönderilmesini sağlıyor.

Mac OS
Ekranın sol üst köşesinde yer alan Apple simgesiyle “Sistem Tercihleri” > “iCloud” > “Hesap Ayrıntıları” bölümünde yer alan “Güvenlik” ayarlarından ek kimlik doğrulama sistemi etkinleştirilebiliyor.

Microsoft

Microsoft hesabıyla giriş yaptıktan sonra “Güvenlik Ayarları” menüsü altından 2FA’yı aktif hale getirip telefon numarası tanımlayabiliyor. Böylece diğer tüm servislerde olduğu gibi akıllı telefonlardaki kısa mesaj sistemi açılabiliyor. Ayrıca tek kullanımlık şifre oluşturmak için yine aynı ayarlardan “Uygulama Şifreleri” bölümüne de erişilebiliyor.

Facebook

Facebook’taki iki faktörlü doğrulamayı da etkinleştirmek oldukça basit. Bunun için hem Android hem de iOS mobil uygulamalarda “Ayarlar” > “Güvenlik ve Giriş” bölümünden “iki faktörlü kimlik doğrulamayı kullanma” seçeneğini aktif etmek yeterli. Bu sayede her oturum açılışında bir akıllı telefonunuza gelen bir kodu kullanmanız mümkün hale geliyor. Bilgisayar üzerinden bu işlemi gerçekleştirmek isteyenlerin buradaki bağlantıya tıklaması kâfi.

Twitter

Twitter’ın web arayüzü ya da mobil uygulamalarından “Ayarlar ve Gizlilik” menüsü vasıtasıyla “Hesap” > “Güvenlik” sayesinde telefon numarasını tanımlayarak sisteme giriş için iki kademeli doğrulama aktif edilebiliyor. Platforma her giriş için ek bir parolanın telefona gönderilmesi için ise “Giriş Doğrulaması” bölümüne geçiş yapılabiliyor. İşlemleri buradaki bağlantı üzerinden hızlıca halledebilmek mümkün.

Instagram

Şu anda her ne kadar web tarayıcısı üzerinden Instagram’a erişilebiliyor olsa da kimlik doğrulama bu yöntemle etkinleştirilemiyor. Bu noktada mobil uygulamalar vasıtasıyla sağ üstte yer alan ayarlara tıklayarak “İki Faktörlü Kimlik Doğrulaması”nı basit şekilde aktif hale getirilebiliyor. Bu bölümden yalnızca “Güvenlik Kodunu Gereksin” ibaresinin yanında bulunan onay kutucuğunu işaretlemek yeterli.

Snapchat

Yine mobil uygulamalar vasıtasıyla “Hesabım” > “Giriş Doğrulaması” kısmına erişip; her seferinde kod almak için SMS kutucuğunu onaylayıp Snapchat için de ek bir güvenlik kalkanı oluşturmak mümkün.

WhatsApp

Dünyanın en fazla kullanılan iletişim bazlı mobil uygulaması WhatsApp, “Ayarlar” > “Hesap” > “İki adımlı doğrulama” bölümünden çok daha güvenli bir hale getirilebiliyor. Doğrulama kodu için e-posta ya da telefon numarası seçimi yapılabiliyor. Bu noktada e-postayı tercih eden kullanıcıları dikkat etmesi gereken bir şey var; WhatsApp hesabıyla ilişkili bir e-posta adresi kullanmak. Eğer WhatsApp PIN’inizi unuttuysanız ya da telefonunuzu kaybettiyseniz uygulama tekrar doğrulama için bir hafta süre boyunca izin vermiyor, dolayısıyla ilişkili e-posta adresini kullanarak kurtarma yaparak bu durumun üstesinden gelebilmek mümkün.

Dropbox

Dropbox’ın web sayfası üzerinden profil fotoğrafı vasıtasıyla “Ayarlar” > “Güvenlik” seçeneğine ve “İki Adımlı Doğrulama” bölümüne erişilebiliyor; burada sayfayı aşağı kaydırıp 2FA aktif hale getirilebiliyor. Elbette bunun için kullanımda olan bir telefon numarasının tanımlanması şart.

Hepsi bu kadar!