Bedelli Askerlik sürecine dair altın tavsiyeler

Burdur 58. Piyade Eğitim Alay Komutanlığı’ndaki 21 günlük Bedelli Askerlik sürecimi geçtiğimiz Cuma (19 Temmuz) itibariyle tamamladım. Hayatın her alanında olduğu gibi askerlikte de tecrübe çok büyük öneme sahip. Bu yüzden UZUN sayılabilecek bir blog yazısıyla (yalnızca satır başlıklarını görüntülemek isteyenler Twitter hesabımdaki flood’a bakabilirler) deneyimlerimi paylaşmak istiyorum.

Askerdeyken her fırsat bulduğumda aldığım notlar üzerinden ilerleyeceğim için zaman bazlı bir sıralama yapmıyorum. Sonrasında ise diğer detaylarla devam ediyorum.

1- Zamana riayet: Askerliğin en önemli kurallarından biri zamana riayet. Sivil hayatta belki de hiçbir zaman kafaya takmayacağınız (iş görüşmesi, önemli bir toplantı ya da büyük bir buluşma olmadığı sürece) dakiklik aslında askerliğin altın kuralı. İçtima saatleri, yemek saatleri, eğitim / spor saatleri ya da görev saatleri. Tamamını ezberleyip ona göre hareket etmek gerekiyor. Ama tabii aralarda ekstra içtimalar da olabiliyor. Bu yüzden askere gitmeden önce mutlaka bir kol saati satın alın. Aşırıya kaçmayın. Saati göstermesi kâfi. Evet; artık AskerCell sayesinde artık kışlalarda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mesai saatleri dışında telefonla konuşabilmek  mümkün. Dolayısıyla cep telefonundan saate bakmak isteyenler olabiliyor. Fakat az önce de bahsettiğim gibi AskerCell 08:00 – 18:00 arası pasif olduğundan telefona bakarken yakalandığınızda sorun oluşabiliyor. Sonuçta sivil hat kesinlikle yasak. Yani aslında birinci maddenin ana teması olarak kol saati şart diyebilirim.

2- Jel taban: Askerde en fazla sıkıntısını çektiğiniz şeylerden biri bot. Benim gibi yazın tam ortasında askerlik görevini yerine getiriyorsanız ayak konforu ve sağlığı daha da büyük önem kazanıyor. Askeriye size bot temin ederken tam olarak ayakkabı numaranızı soruyor; siz mutlaka 1 numara büyük alın. Zira asker botlarının kaya gibi sağlam yapısı ayaklarda alışma süreci (genellikle 6 – 7 gün) geçene kadar ciddi sorunlar oluşturabiliyor. Evet; spor ayakkabılardaki tabanlarını da kullanabilirsiniz ama kişisel tavsiyem tamamen jel bir taban alıp botun içine yerleştirilmesi. Böylece gün içinde çok fazla ayakta durduğunuzda jel taban özellikle topuk kısmını rahat ettirip konfor sağlıyor. Tabii ‘ayak sağlığı’ demişken küçük bir parantez açıp çorap ve vatkadan da bahsetmek lazım. Satın alacağınız asker çoraplarının biraz kalın ve güzel dikişli olmasında yarar var. Diğer türlü çorap dikişleri tırnaklarınızı acıtabiliyor. Vatkayı da mutlaka çorabın içinden topuk kısmına yerleştirin. Sağlam durduğu sürece sorun yok. Ayrıca botları mutlaka sıkı sıkıya bağlayın. İpleri spor ayakkabı kıvamında ‘rahat’ bağlarsanız ayağınız bot içinde hareket edeceği için canınız daha çok yanar; tüm gün ortalıkta sekerek dolaşmanız da imkansız. Ayak sağlığı ve botlarla ilgili son tavsiyem de botların yumuşatılıp ayaklara uygun kıvama getirilmesi. Gerekirse topuk kısmını sıkıca esnetip ezin.

Kemer: Askere giderken mutlaka kendi kemerinizi kendiniz götürün. Çünkü askeri eşyaların verildiği alanda ilk etapta kemer / palaska dağıtımı yapılmıyor. Özellikle benim gibi belli bir kilonun altında olanlar (58 kg) kamuflajları belde tutmakta aşırı zorlanabilir. Bu yüzden birkaç gün boyunca spor ayakkabı ya da botlarınızın bağcıklarını kemer olarak kullanmak zorunda kalabilirsiniz. Bu da bel kısmını ciddi manada acıtıyor; belli bir süre sonra yara bile oluşabilir. Kendi kemerinizi getirirseniz işiniz daha kolay olur. Askeri kemer ya da palaska verilene kadar bu şekilde idare edebilirsiniz.

Poşet: Yanınıza mutlaka 2 tane büyük boy poşet alın. Hiç beklemediğiniz anlarda hayatınızı kurtarabiliyor. Özellikle de sivil kıyafetlerinizi değiştireceğiniz ve askeri kamuflajlara bürüneceğiniz o birkaç dakika içinde. Giyindirme kısmında size fanila, don, üst kamuflaj, alt kamuflaj, el havlusu, banyo havlusu, bot ve benzeri çok fazla şey verilecek. Dolayısıyla çıkardığınız sivil kıyafetlerinizi poşete koyup ‘giyindirme alanından’ uzaklaşmanız şart. Dolayısıyla poşetle bunu çok daha kolay yapabilirsiniz.

Burun ve boğaz spreyi: Askeriyeye ‘ilaç’ olarak geçen hiçbir şey alınmıyor; girişte toplanıyor. Dolayısıyla düzenli olarak kullandığınız bir ilaç varsa (ya da ağrı kesici) her gün revire çıkıp belirli adetlerle alabiliyorsunuz. Ama burun ve boğaz spreyi serbest. Bunları yanınızca taşıyabilir istediğinizde kullanabilirsiniz. Özellikle Burdur gibi mermer ocaklarının yoğun olduğu aşırı tozlu bölgelerde hem burun hem de boğaz spreyi şart diyebilirim.

Su: Özellikle yaz ayları için içtima, eğitim ve diğer yürüyüş faaliyetlerinden hemen önce fırsatını bulduğunuz her an mutlaka su satın alın. Aksi takdirde bahsettiğim faaliyetler sırasında aşırı su kaybından bayılmalar meydana gelebiliyor. Hatta çok sık yaşanıyor. Bu yüzden güneşin alnındayken sıvı ihtiyacınızı karşılayın. Nasıl olur diye şaşırıyorum ama günde 5 litreyi bulan bir su tüketimim vardı.

Güneş kremi: Yaz ayları için diğer bir tavsiye güneş kremi. Evet; bu standart olarak herkesin aklına geliyor ama atlanan bir şey var. Mutlaka ama mutlaka bulunduğunuz bölgeye uygun faktörlü bir güneş kremi satın alın. Mesela Burdur’un 39 – 40 dereceyi bulan hissedilen sıcaklıklarında 30 faktörlü bir krem pek de bir şey ifade etmiyor. Gün içinde bulabildiğiniz fırsatlarda 3-4 saatte bir kremlenin. Aksi takdirde krem etkisini yitiriyor. Bir de ‘amele yanığını’ önlemek için ipli cüzdanı kaldırıp ensenizi de kremleyin.

Tuşlu telefon: Çağımızın en önemli ve hassas konusu iletişim. Askere gelen herkes dışarıda ailesi ve sevdikleriyle haklı olarak iletişim kurmak istiyor. Bu yüzden kamerasız tuşlu telefon ve AskerCell’de dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var. Bunlardan ikisi telefon bataryası ve şarj aleti. Gitmeden evvel her ikisinin sorunsuz çalıştığına emin olun. Eğer Samsung, Nokia ya da benzer bilindik markalara ait telefonlar kullanıyorsanız arkadaşlarınızdan rica edebilirsiniz ama farklı bir marka / model telefon kullananlar batarya ya da şarj aleti problem çıkardığında sorun yaşayabilir. Evet çok basit gibi görünebilir ama telefonu her gün şart etmek de bazı durumlarda mümkün olmuyor.

Kulak tıkacı: Burdur’da bizim kaldığımız koğuşlarda 34 kişi vardı. Fakat daha kalabalık ya da daha sakin koğuşlar da olabiliyor. Dolayısıyla bu kadar adam bir arada olunca yorulmayla birlikte hırıltılar ve horlamalar başlıyor. Hatta bazı noktalarda uykunuzdan uyandırabiliyor. Bu yüzden kulak tıkacına ihtiyacınız olabilir.

Bot parlatıcısı: Botların her sabah düzgünce bağlanıp boyanması şart. Bedelli askerler için bence bot boyama konusundaki en mantıklı çözüm parlatıcı kullanmak. Ancak 21 günlük (hatta yol vs derken 18 gün) süreç için minimum 4 adet parlatıcı almak şart. Parlatıcılar 4-5 gün sonra etkisini yitiriyor. Evet; boyayla da bu işi çözebilirsiniz ama çok daha fazla uğraştırıyor. Gerek yok.

Sivil eşya: Sivil eşya odasına vereceğiniz eşyaları mutlaka çok iyi seçin. Size ertesi gün lazım olacak olan eşyaları mutlaka ama mutlaka kendi kilitli dolabınızda tutun. Zira sivil eşya deposu günde sadece 1 saat açık kalıyor. O saat aralığında yetişemezseniz ertesi gün aynı iç çamaşırını ya da çorabı giymek zorunda kalabilirsiniz. Kişisel önerim 3 günlük stok yapmak. Kendi dolabınıza 3 günlük malzemenizi yerleştirin, her gün sivil deponun açılmasını dört gözle beklemeyin.

Duş: Askerde en çok merak edilen hususlardan biri de duş. Ben 21 gün boyunca yalnızca 2 kez duş aldım. Şaka değil. 🙂 Daha fazla duş alabilir miydim, evet. Ama sıcak, yorgunluk, duşlara yürüme süresi ve duştan çıktığınızda yediğiniz toz (temizlik hissinin yalnızca birkaç saat kalması) sizi duşa gitmemeye zorluyor. Duş sırasında iç çamaşırınızı çıkarmanıza gerek yok. İşiniz bittiğinde onu çöpe doğru yolculayabilir, yenisini giyersiniz. En mantıklısı bu.

Yemek: Burdur 58.Piyade Eğitim Alayı’nda yemekler doğrudan özel şirketler tarafından yapılıp getiriliyor. Askerlikle ilgili çok fazla anı dinlediğim için Burdur’daki yemeklerin 10 üzerinden 7-8 olduğunu söyleyebilirim. Evet, tadsız-tuzsuz ve çoğu zaman buz gibi. Hatta zaman zaman pişmemiş ürünler de olabiliyor. Ama altın tavsiye ne bulursanız yiyin. Özellikle çorba ve sıvı yoğunluklu yemekleri kaçırmayın. Aksi takdirde 300 kişiyi bulan kantinlerde 7 TL karşılığında minik bir tost ya da köfte yemek zorunda kalabilirsiniz.

Bardak: Askeriyedeki bardaklar metal. Dolayısıyla sabah kahvaltısında içtiğiniz çay (çay denilebilirse) hiçbir tat vermiyor. Bu yüzden kendi kupanızı ya da bardağınızı getirebilirsiniz. Hem hijyenik hem de daha lezzetli olabilir. Burdur’da kendi bardağını kullanan birkaç asker gördüm, demek ki sorun çıkarılmıyor. Cam bardak kesinlikle yasak. 21 gün sonunda en çok özlediğim şeylerden biri de buydu; cam bardakta çay içmek.

Bozuk para: Mutlaka bozuk para stoğu yapın. Biraz ağır olabilir ama 100 TL’yi tamamen 1 TL olarak bozdurun. Boynunuza astığınız cüzdana 20’şer TL olarak bittiğinde yerleştirin. Burdur’da otomatlarda kahveler 0.75 TL, 1 TL ve 1.25 TL idi. Soğuk içecekler ise (Coca Cola, Fanta, Sprite, Cappy Karışık ve Fuse Tea) 2.5 TL idi. Dolayısıyla gün içindeki hararetle otomatlardan fazlasıyla soğuk içecek alabilirsiniz. Bu arada bozuk para ihtiyacı için alayda bir de araç geziyor. Kağıt paranızı buradan da bozdurabilirsiniz. Her zaman denk gelemediğiniz için bu maddenin başında belirttiğim stok konusuna dikkat etmenizde yarar var. Bu arada, kantinde nakit geçmez.

Kitap: Bedelli Askerlik sürecinde 18 günde 2 kitap okudum. Bunlardan biri Ahmet Ümit – İstanbul Hatırası. İkincisi ise Halit Hüseyni – Uçurtma Avcısı. Üçüncüsüne (George Orwell – 1984) başlamıştım ki, askerliği tamamladık. Serbest bırakıldığınız zamanlarda yemyeşil doğada ya da mehmetçik parkında kitap okumak gerçekten güzel oluyor. Zaman da anlamlı geçiyor. Tabii bunu abartıp asker arkadaşlarıyla muhabbetten de geri kalmamak lazım. Hepsinin yeri ayrı. 🙂

Götürdüğünüz eşyalar: Askeriyeye götürdüğünüz eşyaların büyük bir kısmını sivil hayata geri döndüğünüzde kullanmak istemeyeceksiniz. Dolayısıyla terlik, spor ayakkabı, kişisel eşyalar ve buna benzer şeyleri askeriyede çöpe atın. Evinize mikrop sokup tekrar tekrar hastalanmayın.

Asker eşyalarını dükkan dükkan gezip ayrı ayrı toplamak gerçekten zor. Ancak bunu internette yapan çeşitli web siteleri var; biri de AskerKolisi.com. Ben de doğrudan istediğim ürünleri özel paket halinde bu web sitesinden satın aldım. Eksik olarak gördüğüm hiçbir şey olmadı. Zaten kategorik bir şekilde ürünler listeleniyor; isterseniz özelleştirme seçenekleriyle ürün ekle – çıkar yapabiliyorsunuz. Aksi taktirde ürünleri ayrı ayrı satın almak beni gerçekten çok uğraştırır ve ‘acaba ne eksik kaldı?’ hissine kapılmama sebep olurdu.

Titizler için son birkaç tavsiye daha: 

  • Mutlaka pudra alın. Ayaklarınızın kokusunu alır ve rahatlatır.
  • Tırnak makası bulundurun.
  • Kıyafetlerin kötü ve havasız kokmasına karşı sprey satın alın.
  • Askı alın. Kıyafetlerinizi dolabınızda bu şekilde daha kolay muhafaza edebilirsiniz.

Bedelli askerlikte haftanın özetleri: 

İlk hafta: Katılım çok yoğun olduğu için ilk hafta giyindirme, kayıt, aşı ve ufak-tefek yürüyüşlerle geçiyor.

İkinci hafta: İkinci hafta doz biraz daha artıyor. Yürüyüş ve atış eğitimleri ağırlıklı olarak yapılıyor. Haftanın son günü G3 Piyade Tükeği ile 3 atış yapılıyor.

Üçüncü hafta: Son hafta tamamen tören hazırlığı. En çok yorulacağınız hafta da son hafta. Tören alanında güneşin alnında saatlerde tekrar tekrar prova yapıyorsunuz. Son olarak üçüncü haftanın son Cuması da yemin töreninin ardından terhis belgenizi alıyor ve nizamiyeyi terk ediyorsunuz.

Hayırlı teskereler!