Facebook, geçen sene yaşanan CambridgeAnalytica skandalının yaralarını sarmaya çalışıyor. Aslında bu kullanıcı verilerinin paylaşımı ilk değildi, belli ki son da olmayacak. Çünkü daha öncesinde de üçüncü şirketlere kullanıcı verilerinin satıldığı çoğu kez gündeme gelmişti. CambridgeAnalytica işin aslında son halkası oldu. Facebook resmen bu sebeple tüyü dikti.
Daha sonrasında ise sosyal medyalarda – sözde – radikal kararlar alan kişiler #DeleteFacebook hareketi başladı. Evet; Facebook’u hayatından tamamen çıkarmak isteyenler var. Ancak araştırmalar aslında bu kişilerin sayısının çok da fazla olmadığını gösteriyor.
Facebook’suz yaşamanın 1 yıllık bedeli 1000 dolar
Dört farklı üniversitenin yürüttüğü çalışma sonucunda çıkan rapor, ortalama bir Facebook kullanıcısının günlük 4.17 dolar karşılığında bu uygulamayı bir günlüğüne hayatından çıkarabileceğini gösteriyor. Hatta bu rakam haftalık ve aylıkbazda da hesaplanıyor. Cevaplar, kullanıcıların 1000 dolar üzerine 1 yıl boyunca Facebook’u tamamen hayatından çıkarmasıyla sonuçlanıyor. Peki ama siz Facebook hesabınızı 1 yıl boyunca kullanmayacak olsanız kaç para talep ederdiniz?
İnternet reklamları, başta internet siteleri ve sosyal mecralar olmak üzere dijital alanda hayatımızın büyük bir bölümünü etkisi altına almış durumda. Özellikle son yıllarda milyarlarca kişiye erişen dev platformlar daha fazla gelir elde edebilmek adına kurumsal şirketlerle büyük iş ortaklıkları gerçekleştirip farklı reklam türleriyle kullanıcıların karşısına çıkıyor. Bunun en yeni örneklerinden biri de Facebook Messenger uygulaması için uygulanan yeni reklam türü denilebilir.
İlk etapta Avustralya ve Tayland’daki Messenger kullanıcıları üzerinde test edilen reklamlar yakın zamanda şirketler için aktif hale getirilecek. İleti dizilerinde gösterilmeyecek olan reklamlar öncelikle yalnızca sohbetlerde konu aralarına serpiştirilecek ve kullanıcıların reklamlardan ötürü oluşabilecek rahatsızlığı önlenecek.
Ancak Messenger’ın milyarlık kullanıcı kitlesi düşünüldüğünde farklı reklam türlerinin de test edileceğini ve ilerleyen süreçte kullanıcıların karşısına çıkacağını söyleyebilmek mümkün. Önümüzdeki haftalarda ABD’deki küçük bir kullanıcı kitlesiyle başlayıp yayılması beklenen Messenger reklamları daha çok alışveriş sistemine dayanacak gibi görünüyor. Zira konuyla ilgili paylaşılan görseldeki reklamın satın alma için bir bağlantıya yönlendirme yaptığını tahmin etmek hiç de zor değil.
Girişim sermayeleri; patentler, ortaklıklar ve gündemdeki haberlere ilişkin birçok farklı analiz gerçekleştiren CBI Insight, iki yıl önceye dayanan araştırmalarda Facebook ile ilgili ÇOK ÖNEMLİ bir veriyi ortaya çıkardı. Facebook’un 2015 yılında satın aldığı patent; akıllı telefon ve tablet gibi mobil cihazlarda kullanıcıların ön kamerayla İZLENDİĞİNİ gösteriyor. Peki ama Facebook bunu neden yapıyor? Şöyle ki; Facebook bilindiği üzere şu anda internete bağlı insannüfusunun büyük bir çoğunluğuna erişiyor. Üstelik bunu yalnızca doğrudan ana uygulamayla değil; Instagram, WhatsApp ve Messenger gibi ek iletişim kanallarıyla da destekliyor. Dolayısıyla MarkZuckerberg’in buradaki asıl amacı elinde tuttuğu kitleyi çok daha iyi – halihazırda hapşuruğumuzu bilmiyormuş gibi – analiz etmek.
Evet; Facebook ya da diğer tüm sosyal mecralarda insanlar duygularını emojilerle ya da gönderi altına yapılan yorumlarla ifade edebiliyor. Ama yeterli değil. Zira iki yıl önce satın alınan ve dillendirilmeyen patentin önemi de tam olarak burada ortaya çıkıyor. Facebook, gönderilere ya da diğer paylaşımlara bakan kullanıcıların duygu durumlarını ölçüp, bu içerik türlerini daha fazla ön plana çıkarmayı amaçlıyor. Şu anda bu teknolojinin yalnızca “patent” aşamasında kaldığı söylense de, Facebook uygulamasının akıllı telefonlarda onlarca farklı kanallar yüzlerce veriye ulaştığı aşikar. Ve bu patentin de bir gün “ürün” olarak karşımıza çıkmayacağı ne malum?
Son olarak işin farklı bir boyutu daha ortaya çıktı. Zira Facebook’un şu anda insanların mobildeki klavye kullanımıyla alakalı yeni bir yapay zeka teknolojisi üzerinde çalışıyor. Bu sistem kullanıcıların herhangi bir içeriğe vereceği tepki anlık şekilde kolayca ölçülebilmesini mümkün kılıyor. Anlaşılan o ki Mark Zuckerberg, ekrana dokunuş hızıyla kullanıcıların yine duygularını öğrenmeyi amaçlıyor. Elbette bu yapay zeka teknolojisiyle birlikte toplanan verilerin Facebook’un yeni bir adım atmak için kullanılacağı da ortada.
Bill Gates’in de sıklıkla ifade ettiği gibi “yapay zeka” geleceğin teknolojileri arasında. Ve Facebook da bu noktada kullanıcıların gizliliğini pek de umursamadan denemeler yapmaya devam ediyor, edecek de. Facebook’tan duyguları saklamanın yolu yok gibi. : )