Apple’ın yıllardır üzerinde çalıştığı sürücüsüz otomobil projesi bugün şirketin CEO’su TimCook tarafından doğrulandı. Ete kemiğe bürünmüş herhangi bir ürün üzerinden açıklama yapılmasa da bilginin teyit edilmiş olması dahi fanatikleri şimdiden heyecanlandırmış durumda. BloomBerg’e verdiği röportajda “otonom sistemlere odaklandık” cümlesini kullanan Cook, sürücüsüz otomobillerin yapayzekayı hayli zorlayacağını da belirtiyor.
Apple elbette bu projeler için özel bir ekip kurmuş durumda. Hatta başta Ford ve Mercedes-Benz olmak üzere köklü otomobil üreticilerinden mühendisler transfer ettiği de söyleniyor. Bu konuyla alakalı herhangi bir doğrulama olmasa da şirkette şu anda 1000‘den fazla kişinin tamamen sürücüsüz otomobil projesine odaklandığı üzerinde duruluyor.
Yapılan birçok farklı araştırma, 2030 yılına gelindiğinde sürücüsüz otomobil pazarının 6.7 trilyon dolar büyüklüğüne ulaşacağını gösteriyor. Haliyle şu anda teknolojiye yön veren en büyük şirketlerden biri olan Apple’ın bu noktada özel projeler yürütmesi gayet doğal.
Otomobil, kamyon ve hatta trenlerde artık sürücüsüz dönemin kapıları sonuna kadar aralanmış durumda. Bugün birçok farklı şirket sürücüsüzotomobiller için uzun vadeli yatırımlar yapıp özel teknolojiler geliştiriyor. Ancak Japonlar her zaman olduğu gibi bu sisteme daha da farklı bir şekilde entegre olma amacında. Hatta bu kapsamda “sürücüsüz” kavramını bir adım daha öteye taşımaya hazırlanıyorlar. Nasıl mı? Sürücüsüz gemilerle…
Denizyolu taşımacılığında çığır açması beklenen bu yeni teknolojiyle artık kaptana ihtiyaç tamamen ortadan kalkacak. Sürücüsüz gemilerin bilhassa kargo taşımacılığında tercih edilmesi bekleniyor. Bunun sebebi de daha uzun süren yolculukları bir şekilde otomatiğe bağlamak. Projeyle kapsamında Japonya’da 2025 yılında toplamda 250 geminin hayata geçirilmesi bekleniyor. Üstelik en büyük nakliye şirketleri Mitsui OSK Lines ve Nippon Yusen de sürücüsüzgemilere tam destek veriyor.
Sürücüsüzgemilerde ilk etapta belirli operasyonları izlemek amacıyla küçük bir mürettebatla birlikte yolculuk yapılacak. Ancak akabinde sayı azaltılarak sıfıra çekilecek ve böylece limandan yükleme yapıldığında sürücüsüzgemiler kendiliğinden yola çıkarak teslimat noktasına ulaşabilecek.
Şu anda olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da “sürücüsüz” kelimesiyle çok sık karşılaşacağımız aşikar.
Hayatımızın her alanda bize eşlik eden bilgisayarlar, tabletler ve telefonlar bir yana dursun; bileğimize takılan akıllı saatler, kafamıza geçirilen ve bizi sanal bir dünyaya uyanmamızı sağlayan akıllı gözlükler derken teknoloji her anlamda etrafımızı çok önemli bir oranda sarmış durumda. Ha, önümüzdeki dönemlerde “akıllı” cihazlar içerisinde kendimizi daha da yalnız hissedeceğiz, o ayrı bir konu. Fakat, teknolojinin bu yönde (kimine göre çok hız, bazısına göre yavaş) ilerlemesinden ziyade önümüzdeki süreçte otomobil teknolojilerinde de devrim niteliğinde adımlar atılacak.
Bugünün akıllıtelefon ve tablet üreticilerinin birçoğu artık kapsama alanını genişletip, “akıllı otomobiller” üzerine yatırımlar ve çalışmalar gerçekleştiriyorlar; yani gelecekte bu akıllı teknolojilerin daha da ortasında bulacağız kendimizi. Velhasıl kelam elektrikli otomobiller, sürücüsüz otomobiller derken, Çinli bilim adamlarının üzerinde birkaç yıldır önemle çalıştıkları “beyin gücüyle kontrol edilebilen” otomobiller hakkında da yeni yeni bilgiler vermeye başladılar.
Eveeet; çok güzel. Daha her şey “yeni” başlıyor!
Sürücüsüz otomobiller halka açık alanlarda test edilmeye başlanırken; geçtiğimiz haftalarda Google’ın konsept otomobili, çok yavaş gittiği gerekçesiyle polis tarafından çevrildi. Aracın “sürücüsüz” olduğunu fark eden yaya ve taşıt kullanıcıları meraklı gözlerle otomobili izlerken; akıllara yeni bir soru geliyor tabi ki, biz bu teknolojilere ne kadar hazırız? Elbette uyum ve adaptasyon süreci, bu teknoloji aktif şekilde kullanmaya başladığında daha net anlaşılacak.
Ancak, sürücüsüz otomobilleri şöyle bir kenara bırakalım, “beyin gücüyle kontrol edilebilen” otomobiller de karşımıza çıkacak. Sürücünün kafasına yerleştirilecek özel bir ekipman (16 merkezli alıcı sistemi) vasıtasıyla elektro-ensefalogram beyin sinyalleri yakalanacak ve hazırlanan sistem komutları işleyecek ve kontrol edilebilir sinyaller haline getirecek. “Daha sonrasında ver elini…” artık nereye gitmek istiyorsanız.
Yoğun iş temposu; ödemeler, faturalar ve kiraları düşünürken yola çıktığınızı düşünsenize… Beyin sinyallerinde oluşacak iniş / çıkışlar yola nasıl yansıyacak? Tamam; iyi, güzel: Aracınızı çalıştırdınız, yolda aniden cep telefonunuzu evde unuttuğunuz aklınıza geldi. Yani beyin sinyalleri ani şekilde değişeceği için bu durum araç seyir halindeyken nasıl bir etki yaratacak? Ya da “kafanız karışıkken kullanmayınız” notları mı karşılayacak bizi arabalarda?
Velhasıl kelam; Birçok kararı henüz beynimizle alamıyorken, otomobili beynimizle kontrol etmeye hazır mıyız? : )
Alışalım buna, beynimizi de şimdiden terbiye edelim. Öyle arabayla giderken filan, sağa / sola bakıp aklını karıştırmasın.